Darlık barajı etkinlik anıları “Köpek dokunuşu” 15.12.2013
Kış soğuk yüzünü yavaş yavaş göstermeye başladı. İlk kar taneleri şehrin kenar mahallesinin yorgun çayırlarına düşerken, insanoğlunun evcilleştirip sonra terk ettiği köpekler birbirlerine daha sıkı sokulmaya çalışıyorlardı.
“Jack London Vahşetin Çağrısı ”okuyanınız vardır. Oradaki evcil kurt sonunda doğanın sesine uyarak vahşi yaşamına geri dönmüştü. Artık tamamen evcilleşmiş bu köpeklerin içinde eski içgüdülerinin kırıntıları bile kalmamış, kalsa bile artık buralarda vahşi doğa yok. Yazık ki yaşamak için insana muhtaçlar.
İstanbul Tekirdağ ve İzmit yönlerinden birleşirken, neredeyse kuzey tarafından da sırtını Karadeniz’e vermek üzere. Hedef sanırım il sınırları içinde kalan bölgeyi tamamen betonlaştırmak. Bence 3-5 yıla kadar o iş tamam. Peki ya işler sarpa sararsa? Ola ki doğa ana bir yamuk yapar veya ekonomi çatlarsa, bu devasa beton yığınları arasında insanlar da terk edilmiş olurlar mı? Tıpkı tuzlanın yorgun çayırlarının terk edilmişleri gibi.
El birliği ile alınan 100 kg dan biraz fazla köpek yemleri kaplarla birlikte bırakıldı. Yemlerden çok insanlarla ilgilendi bu alanın sakinleri. Sevimli görünmek belki de yanlarında gitmek için dokunmaya çalıştılar. Dokunuşlar ve yalvarır bakışlar üzdü gidenleri ama elden bu kadarı geliyor ne yazık ki.
Bir saatlik yolculuktan sonra Darlık barajı yürüyüşü Saklıgöl’den başladı. Hava güzel neredeyse hiç bulut yok. Yarısı dökülmüş kayın yaprakları ile çevrilmiş yollar, ılıtan güneş kış henüz gelirken içimizdeki bahar özlemi şimdiden kıpırdattı.
Baraja kadar bazen çıkarak bazen inerek ilerliyoruz. Suları çekilmiş darlık barajına öğlen suları varıyoruz. Çekilen gölden sonra ortaya çıkan eski ağaçlar Mordor diyarını anımsatıyor. Orglar bir tepeden ha indi ha inecek. Gizemli manzarada fotoğraf çektirip baraj kenarından ilerleyerek 16:30 suları yürüyüşümüz bitiriyoruz. 15 km yürüdük fena değil. Sabah yenen tereyağı ve kaymaklar sanırım harcanmıştı r diye gülüşerek avunuyoruz.
Dikkatimi çeken bir konu da, şehrin içme suyu toplama havzasının kenarlarında araç yolu olması. Güya bu sular koruma altında. Bir kamyon rahatlıkla gelip buralara istediği atığı dökebilir. Her yere gerekli gereksiz yol yapma sevdalıları doğayı bitirdiği gibi umarım bir gün başımıza da iş açmaz.
Dönüşte sıcağından içilemeyen tarhana çorbası doymayanlara enfes saç kavurması.
Bir gün daha böylece noktalanırken, vakit akşam vakti mi alaca karanlık mı tartışmaları içinde şehre giriş yapıyoruz. Keyifli ve yararlı bir gün daha noktalanıyor.
Her zaman ki gibi yeni arkadaşlar tanıdık umarım onları yine görürüz.
Başta bu etkinliğin fikir annesi Hülya Yıldırgan ve katılan ve katkıda bulunan tüm arkadaşlara çok teşekkürler
Herkese iyi haftalar.
Yılmaz Ece
Not : Grubumuz benzer projelere her zaman açıktır. (odak İnsan hayvan doğa hiç fark etmez) Fikir beyan edin elimizden geleni yaparız.
0