Likya 1 Kelebekler Vadisi Kabak Koyu Vadi Cennet Koyu 20.09.2018
Yazı aratmayan bol güneşli, üzümlerin olduğu, kaktüs incirlerinin olgunlaştığı, son cevizlerin sincaplar tarafından toplandığı güzel bir Kabak sabahı.
Hayata farklı bir açıdan bakmak, işyerinde yorgun düşen zihnimizi aydınlatmak, şehirde hiç kullanmadığımız kaslarımızı çalıştırmak için grupla birlikte buradayız.
Manzara nefis. Kabak vadisi ayaklarımızın altında. Binlerce yıllık patikalar ayaklarımızı okşayacak. Yemyeşil ormanlar güzelim koylar gözlerimizi doyuracak, menevişlenmiş deniz bedenimizi dinlendirecek.
1. Günkü parkurumuz Kabak vadisi. Vadiye iniş 6 km. 1 saatlik bir çıkıştan sonra düz ayak devam ediyor, son bölümü ise iniş. Sağ tarafımızda vadi manzarası, sol tarafımızda dik yamaçlar. Parkurun ortasında yalnız bir mezar kim bilir ne hatıralarla gömülmüş. Ara ara yolunu şaşırmış gezginlere rastlıyoruz. Kimi Alınca diye yanlış tarafa sapmış, kimi şelale yerine vadi parkuruna girmiş. İlk günü yol yorgunluğuna rağmen keyifli bir yürüyüş yapıp deniz kenarında biralarımızı yudumlayarak bitiriyoruz.
2.Gün Hedefimiz Cennet koyu. Yıllarca tepeden bu koya imrenerek baktık nasıl insek diye düşündük. Önceki yıllar bir keşifle parkuru belirlemiştik. Daha sonra yürüyüşçülere de açılıp işaretlenmiş. Parkurun uzunluğu 7 km. (pansiyondan) başta 1 saatlik çıkışı bir yerde de dikkatli geçilmesi gereken ufak bir tırmanışı var. Arazi taşlık, orman tepe koy manzaraları ressamın tablosundan fırlamış gibi. Sabah 9 da başladığımız yürüyüş 1 e doğru Cennet koyunda noktalanıyor. 4 e kadar denizin keyfini çıkarıyoruz. Ama ne keyif. Denize giren çıkmak istemiyor. Kumsalda dalgalarla oynarken çocuklar gibi şendik. Buraya sadece yürüyüşçüler veya tekne ile gelenler ulaşabiliyor. Kara tarafı dik tepelerle çevrili. Doğa karadan geçit vermemiş. İyi ki de vermemiş burayı Homo Sapiensin Betonus kolu ham yapar katlederdi. 4 gibi bizi alacak tekneler geliyor Kabak koyuna bırakıyor.
3. Gün yine manzaraları eşsiz patikaları taşlı koyları mavi toprakları bereketli Faralya Aktaş Kabak parkurundayız. Zeynep ve Suzan bize katılmadı yamaç paraşütü yapacaklar. Köyden aşağı salınarak, anıları ile terk edilmiş eski taş evlerden geçerek mandalina limon ağaçlarının kokusu çekerek Kelebekler vadisi tepesine iniyoruz. Parkur uzunluğu 11 km iniş çıkış bol. 1 yerde yine ufak bir kaya tırmanması var. Tam ortada deniz molası. Bir ara molada güneş gözlüğümün olmadığını fark ediyorum. Muhtemelen molada tişört değiştirirken bıraktım. Nurten hn Türkan’ın teşviki ile grubu 10 dakika bekletip bulup geliyorum. 12 suları molamız veriyoruz. Hava sıcak o nedenle yürümek istemeyenler tekne çağırıp denizde fazla kalıyor. Kalanlarla 4 suları pansiyon üstündeki Bakkal amcanın gözleme evine varıyoruz. Sodalı ayranlar içiliyor üzümlerden göz hakkı alınıyor. Bir yürüyüş de böylece sona eriyor.
Gönül ister ki bu bereketli topraklar bozulmasın. Gönül ister ki Betonuslar buraya uğramasın. Gönül ister ki kaktüs incirleri her daim açsın, sincap cevizsiz orman yeşilsiz kalmasın.
Gönül isteki grupta hep böyle güzel insanlarla yürüyelim.
Katılan 20 arkadaşımıza bu güzel anıları bizle paylaştıkları için teşekkür ederiz.
Başka maceralarda buluşmak üzere.
Yılmaz Ece
yilmazvece@gmail.com
0