• Ana sayfa
  • Biz kimiz
    • Hakkımızda
    • Rehberler
  • Etkinlikler
    • Etkinlik duyuruları
      • Etkinlik duyuruları günübirlik
      • Etkinlik duyuruları konaklamalı
    • Etkinlik Planı
    • Doğa yürüyüşleri
    • Tarihi yollar (Likya,Karia..)
      • Likya yolu
      • Karia Yolu
    • Kaçkar Dağları
    • Mavi Yolculuk, Dalış
    • Kamp
  • Anılar,Albüm
    • Doğa Yürüyüşü R.
    • Tarihi yollar Likya,Karia.. R
    • Dağcılık, kanyon, dalış…
    • Mavi Yolculuk Raporları
    • Yurtdışı Gezi Anıları
  • Faydalı Bilgiler
  • İletişim ve üyelik
    • Üyelik formu doldur
    • Soru sor
  • Filyos 2008 Posted Kasım 14, 2017

    0

    TREKİST NEHİR KEŞİF RAPORU BÖLÜM-2 Tarih :02.05.2008 
    Yazan: Latife Geçkin Fotoğraflar : Hasan Geçkin – Funda Türker

    Trekist filyos nehir keşfi
    Trekist filyos nehir keşfi
    Trekist filyos nehir keşfi
    Trekist filyos nehir keşfi
    Trekist filyos nehir keşfi
    Trekist filyos nehir keşfi
    Trekist filyos nehir keşfi
    Trekist filyos nehir keşfi
    Trekist filyos nehir keşfi
    Trekist filyos nehir keşfi
    Trekist filyos nehir keşfi
    Trekist filyos nehir keşfi
    Trekist filyos nehir keşfi
    Trekist filyos nehir keşfi
    Trekist filyos nehir keşfi
    Trekist filyos nehir keşfi

     

    Trekist grubu olarak Türkiye nin rafting parkurlarına bir yenisini eklemek amacıyla yapılan keşif calışmaları ikinci yılında nihayet gerçekleşti.
    Artık Türkiyede rafting yapılan parkurlara bir yenisi daha eklendi

    Trekist olarak daha ciddi bilimsel ve teknik anlamda keşifler yapabilmek için oluşturduğumuz ekiplerden biriside raft ekibidir.

    Gecen yılki deneyimlerimizden yola cıkarak eksikliklerimizi gidermek amacıyla öncelikle bir kampanya yaparak raft botlarımızı aldık.

    Daha sonra Melen nehrinde Muzaffer hocadan teorik ve pratik dersler alarak nehri okumasını ve bot kullanmayı ve yönetmeyi öğrendik.
    Sakarya nehrine giderek tecrübemizi artırdık.

    2-4 mayıs 2008 tarihleri arsında filyos cayı keşfini tamamladık.
    Filyos artık geçilmişti.

    KEŞİFTEN NOTLAR

    Nehir üzerinde karadan yaptığımız gözlemlerde suya en uygun yere botları indirebileceğimiz noktanın BOLKUŞ mevki olduğuna karar vererek aracımızı suya en yakın yere park ederek Hazırlıklara başladık.

    Bu mevkiinin seçilmesindeki amaç suya en yakın yere araçla ulaşabilme hazırlıkları rahat yapabilmekti.Aynı zamanda botları fazla taşımadan efor sarf etmeden suya indirmekti.

    Gerekli hazırlıklar yapılarak bot ekipleri oluşturuldu.

    1.EKİP
    İBRAHİM DEMIRKIAN
    ERDAL BAYRAKTAR
    UĞUR 
    AHMET ŞÜKRÜ ELBİR (Yeniceli dostumuz grubun yenice temsilcisi)
    MURAT KOPARIR

    2.EKİP
    YILMAZ ECE
    BAHADIR SEYREKOĞLU
    CENGİZ AKSOY
    HASAN GEÇKİN
    ÖNDER SEVİM
    ÖMER KULAHÇIOĞLU
    HAKAN ÇİMEN

    KARA EKİBİ
    MEHMET,BÜŞRA,SEHER,FUNDA,TÜLAY,ZUHAL,NEBAHAT,LATİFE VE KÜÇÜK TREKİSTLİLER DENİZ,EYLÜL,ŞEVAL

    LOJİSTİK DESTEK
    MUSTAFA VE HÜSEYİN

    Botlarımızı şişirip hazırlıklarımızı tamamladıkdan sonra trekist marşı söyleyerek botları suya indirdik,Kara ekibi bize el sallarken bütün yürekleriyle yanımızda olduklarını hissederek küreklere asıldık.

    Bu noktadan sonra nehir hakkında hiçbir bilgimiz yoktu,Sadece aldığımız raft eğitimine ve kendimize olan güvenle dikkatli bir şekilde ilerliyorduk.
    Burası iki dağ arasındaki görsel güzellikleri kelimelerle anlatılamayacak kadar güzel bir vadiydi.Suda ilerlerken zaman zaman Ahmetin verdiği bilgilerle etrafı tanımaya çalışıyor bu eşsiz doğa güzelliğini hafızamıza resmediyorduk.

    Demiryolu adeta nehirle dans ediyor bazen yan yana bazen üzerinden sanat eseri Taşköprülerle geçiyor küçük tünellerle kaybolup bir tren düdüğü ile ortaya çıkıyordu.

    Nehir bazen sakin,bazen de bir insan öfkesiyle kabararak akıyordu,bu öfke nöbetlerinde botlarımızı sakin sulara çekip nehrin öfkesini tartmaya çalışıyorduk.

    Nehiri iki noktada riske girmeyerek baypas kararı aldık.Bu durumlarda botları bazen yamaclardan bazen de bağladığımız iplerle nehrin sakin sularına çektik. Sevgili Bahadır arkadaşımız bu yapılanları rafting değil RAFTKONİG olduğunu söyleyerek literatürlere yeni bir kelime daha kazandırmış oldu.

    Bizi nehir boyunca takip eden kara ekibi bu eşsiz güzel sert hırcın doğanın izin verdiği ölçüde bize desteklerini gösteriyor onlardan aldığımız enerji ile rapidleri,mantarları,stoperleri hızla geçiyorduk.

    Vadi boyunca bizi takip eden iki güzel ördek önümüzde bize hep rehberlik ettiler.

    İkinci baypas noktasında ufak çaplı bir isyan çıkarsam da İbrahim ve Yılmazın karşı çıkışları durumunda başarılı olamadım.

    Botu kaçırma girişimimde başarısız olunca mecburen boyun eğdim.

    Buradaki güzellikler ancak raft yapılarak görülebilir tezinden hareket eden İbrahim dümenci olduğunu unutup manzaranın tadını cıkarmaya kalktığı zamanlarda botumuz sürekli yön değiştiriyordu.

    Muzaffer hocadan nasibini almamış dümencimiz İbrahim botu tek komut(İLERİ) ile yönetiyordu.

    Vakit öğleyi bulduğunda midemizden gelen seslere kulak vererek botlarımızı kenara çektik,yanımızda getirdiğimiz sandöviçleri yağmur altında afiyetle yiyerek yola devam ettik

    Yağan yağmur başlangıçda morallerimizi bozsada ilerleyen zamanlarda eğlenceye dönüşmüştü.

    Ne incilerimiz vardı dökülecek nede şekerdik eriyecek.

    Artık yavaş yavaş yolun sonuna geldiğimizi söyledi Ahmet.

    Nehrin şeker mevkiine yakın bir yerde mağaraya benzer bir yer görünce mağaracılık duygularımız birden kabarıp kendimizi mağaranın içinde bulduk yeterli donanımımız olmadığından küçük çaplı bir araştırma yapmakla yetindik,yalnız mağaranın girişindeki kocaman guartz istiridye içindeki bir inci gibiydi.Bir dahaki sefere deyip kalbimizi mağarada bırakarak bitiş noktası şeker mevkiine geldik.
    Filyos nihayet geçilmişti üstelik Murat da hiç hiç düşmemişti,Bundan daha keyifli ne olabilirki.
    Katılan ve destek olan herkese teşekürler.

    BAŞLANGIÇ NOKTASI BELKUŞ MEVKİ
    BİTİŞ NOKTASI ŞEKER MEVKİ
    MESAFE 17 KM
    SERTLİK DERECESİ 3,4
    SÜRE 4 SAAT
    RAFT ZAMANI MART,NİSAN AYLARI

    NOT:Parkurun haritasını aşağıdaki linkte bulabilirsiniz

    Harita için tıklayınız

    ERDAL BAYRAKTAR

    —————————————————————————–
    FİLYOS RAFTİNG KEŞİF AKTİVİTESİ KARA RAPORU

    Selam Arkadaşlar,
    Yenice, Karabük’ün ilçesi olup, ağabey ilçe Safranbolu’ya 40 km.uzaklıkta.Fatih 1461 yılında Cenevizlilerden aldığında kumandanlarına sorar;
    -Nice oldu ?
    Yanıt,
    -Yenice alındı olur ve adı böylece Yenice olur.Koruma altına alınmış ağaç evleri,dünyada ormanları koruma altına alınmış 9 bölgeden biri Yenice.
    Evet arkadaşlar, bu yeşil cenneti şirin ilçeye geçen sene de gidilmiş, ancak yarım kalmış bir macerayla dönülmüş,bu ziyaret İbrahim’in teşvikiyle yeniden gerçekleşti.Hasan da Bld.Başkanı Sn.Mustafa Akay’la irtibata geçip, yerel basınla birlikte bizi karşılayacaklarını söylüyorlar.
    Filyos Çayı Rafting ekibi şu arkadaşlardan oluşuyor;
    Yılmaz, Bahadır, İbrahim,Erdal, Hakan,Hasan, Cengiz,Önder,Ömer,Murat,Uğur,
    Ahmet.
    Kara ekibi ise; Mehmet,Tülay,Funda,Zuhal,Nebahat,Seher,Büşra,bendeniz Latife,
    çocuklarımız Eylül,Deniz,Şevval.
    2Mayıs Cuma gecesi saat 23 suları Av.Yakası buluşuyor.Gece 00.01 sularında Patlangoçdan İbrahimle birlikte rafting malzemeleri ve diğer arkadaşlarla bol yağmur eşliğinda Yenice macerasına yola koyuluyoruz.Az sonra bize Mehmet ve kız arkadaşı da katılıyor.
    420 km.yol aldık ve 8 saat gibi sonra Karabük’e vardık.Yol boyunca yazdığım ve çoğalttığım Trekist marşını birlikte çalışmaya çalıştık, ancak, yeterli olsaydı, Yenice girişinde söyleuecektik!
    Safranbolu’ya vardık, orda bizi Trekist dostu Ahmet Bey karşıladı, orada yaşıyor,
    Deniz ve Özgünsu adlarında çok tatlı iki kızı var.Ahmet’in önderliğinde güzel bir kafede kahvaltımızı yaptık. Tülayın kendi yaptığı böreklerle Tülay, Funda, Yılmaz
    anında ortadan kayboldular, Bahadır, Nebahat ve çocukları ise bol sarımsaklı işkembe çorbalarını başka bir mekanda afiyetle yudumlamışlar.Ahmet, kafenin bir bölümünde yer alan spor ve rafting malzemelerini de arkadaşlara gösterdi.

    40 km.uzaktaki Yenice’ye doğru yol alırken,Ahmet’in rehberliğinde rafting başlangıcına uygun bir yer arandı ve Yenice’ye yaklaşık 20 km.mesafede Bolkuş
    mevkiinden saat 10.30 gibi start verildi.Ekip, tüm hazırlıklarını tamamladı ve 6 şar kişilik 2 grup kırmızı ve sarı botlarda konuşlandılar, ardından kürekler siya siya, haydi uğurlar ola…. Ha, bu arada kocam Hasanı ilk defa suya salıyorum,vay o ekibin haline, gazaları mübarek ola…

    Geçen sene ilkini gerçekleştirip, ama aksiliklerden dolayı tamamlayamadıkları, dolayısıyla yeterince tanımadıkları bu parkur macerası açıkcası beni ve herkesi çok heyecanlandırdı ve hem de endişelendirdi.İçimden dua okumadım desem yalan olur.
    Bizler de kara ekibi olarak, Mehmet kamerasıyla ve otomobille önden, Funda ve ben ft.makinalarımızla ve diğer arkadaşlarla minübüsümüzle amansız bir takibe başladık.Müthiş bir doğa,ortada Filyosun azgın suları, dört bir taraf yeşilin her tonu dev ağaçlı ormanlarla kaplı bir manzara eşliğinde bir maratondur başladı.Zaman zaman araçlardan inerek, onların görünebileceğini düşündüğümüz yerleri keşfedip, oralarda konuşlanarak fotoğraf çekmeye çalışırken bir yandan da naralar ve çığlıklar atarak sesimizi onlara duyurmaya ve bizi görmelerini sağlamaya çalışıyoruz.Onları geride bırakarak ileride yeniden görüş alanı uygun bir yer arıyor, önceden Mehmet iyi bir nokta bulmuşsa biz de orada kalıyor ve yine çekmeye çalışıyoruz.Bizim için de oldukça zorlu bir mücadele oldu, üstelik zaman zaman yağmur yağıyor ve oldukça soğuk bir hava.Araçlarımıza dönüyor, tamam bu kadar yeter diyoruz ama yine bir görebilme umuduna karşı tekrar iniyoruz.Bu arada çocuklar da bizimle tabii bir ine bir çıka, anneleri de perişanları oynadılar azıcık.
    Zorlu geçişler gördük, zaman zaman suya girenleri, yüzenleri, botlar ellerinde kara çıkışları yapıp tekrar nehre inişlerini izledik…tabii bunu benim anlatışım çok kolay gibi geliyor, bir de Erdal’ın raporundan tüm detaylarıyla okuyun bakalım!
    150 kadar foto çekmişim ancak Hasan bunları ayıklayıp, 70 kadarını size ulaştırabilecek, çok el titretmişim, bu konuda da acemiyim arkadaşlar beni bağışlayın.
    Ha., unutuyordum kara ekibinde Meltem TV.den ve Belediyeden bir yetkili de otomobilleryle çekim yaptılar.(Meltem TV.de çekimlerin yayınlanacağı günü Bld.Başkanı bize bilditecekmiş)

    Karacılar olarak oldukça yorulmuş, acıkmış ve üşümüş olarak takibi sonlandırıp, raftcıların çıkışlarına az bir zaman kala (bir ara telsiz irtibatı da yapamadık) Şeker Kampinge geri döndük.Kamping sahibi, adı üzerinde şeker mi şeker..Bi isteğimizi iki etmeyen, çok misafirperver bir bey.Sağolsun bize oğluyla birlikte çok güzel hizmet verdi.Raftçılar gelmeden biraz kayıntı yaptık.
    Palanlanan Yenice Merkezden çıkış yapmaktı.Orada Başkan bekleyecekti,şehir içinde bir tur atılacaktı, tabii ki raft.kıyafetleriyle, trekist marşımızı da (öğrenemeden) ne de güzel okuyacaktık! Öyle olamadı tabii ki, çünkü takipteki Bld.yetkilisi Mehmet ile görüşüp, Başkanın kampa kendisinin geleceğini söylemiş, oysa bir yanlış anlama, Başkan Yenice’de bizleri bekliyormuş.
    Raftçılar 15.30 gibi Şeker Kampingden çıkışlarını yaptılar büyük bir zafer edasıyla ve bizlerin coşkulu tezahüratlarıyla…Sağ salim de dönmüşlerdi ya, sadece botun birini demir kesmiş, canları sağolsun.

    18.30 sularında Bld.Başkanı Mustafa Akay ve ekibi kampa geldiler.1 saate yakın sohbet edildi.Başkan oldukça saygılı, eleştiri ve önerilere çok açık, Yenice’ye güzel hizmetler vermiş, hala da yeni projelere açık iyi bir insan, bende bu izlenimi yarattı, zaten bazı arkadaşlar da önceden tanışıyorlarmış.

    Hasan kendisine, “burada rafting festivali düzenlenebilir mi, olursa Belediyenin katkısı neler olabilir ” diye soru yönelttiğinde, Kendisi, katılımcıların konaklama ihtiyaclarının karşılanabileceğini, bunun için 100 e yakın insanı ağaç evlerde okul ve otellerde ağırlayabileceklerini v.b.Trekistin önderliğinde bu işi yapabileceklerini
    söyledi.

    Bahadır, Melen çayındakirafting olayının, baraj projesinden dolayı kalkabileceğini, Filyos çayında ise uygun bir parkur oluşturulabileceğini, çünkü; olağanüstü doğa zenginliği olan bir kanyonu andıran Filyos çayının, rafting eğitim sahası olarak Melen’in yerini doldurabileceğini ” söyledi.Buna da Başkan sıcak baktı.
    Bu tür etkinliklerle iyi bir turizm geliri sağlayacaklarını söylediler.Bizler se buna destekle, aynı zamanda ve esas olarak, olaya sadece gelir açısından değil, en önemlisi, doğa ve çevre bilincini aşılamak, geliştirmek ve korumak olduğunun altını çizdik.Sohbet bu minval üzere gayet olulu geçti ve Hasan bu arada patronu
    Su Altı Fotoğrafcısı Alptekin Baloğlu’nun hazırlayıp imzaladığı “SU Altı Fotoğraf Albümünü” Mustafa Bey’e hediye etti.
    Başkan ve heyeti ile birlikte Yenice Merkeze gidildi,şehir içi turu atıldı ve bir kafede çay kahve eşliğinde sohbete devam edildi. Yürüyüş sırasında Tülay Başkanın Basın danışmanına, Başkana iletilmek üzere; evlerin grüntüsünün kötü olduğunu, bir boyama kampanyası yapmalarını önerdi.
    Kafeye Ahmet arkadaşın güzel kızları Deniz ve Özgünsu geldiler, başkanla diyologları da oldukça iyiydi.

    20.00 sularında kampa döndük. Alabalık, tavuk, köfte, salata ve içkiden oluşan güzel bir menüyle yemeğe oturduk. Bu arada her zaman olduğu gibi , Hasan’ın yine özel bir menüsü vardı, kaşarlı közlenkiş patlıcan,tereyağlı mantar ve közde domates, biber..Az da olsa bunları bazı arkadaşlarla paylaşmak ta lezzete lezzet katıyor tabii. 2 ayrı grup masa oluşturduk, bizim masa ben, Hasan, Cengiz,Zuhal, Bahadır, Funda (unuttuğum varsa affola) diğerleri de öbür masada.
    Tabii bu kendiliğinden oluştu.Bizim masa romantik ve ağır takılıp, Zuhal’in de güzel sesi eşliğinde fasıl , sanat müziği derken yan masa bu ayrıcalığa dayanamayıp, uyuttunuz (kedi uzanamadığı ciğere murdar der misali) laf atmaya başladı, saboteler falan…Neyse bir süre sonra efendilik bizde kalsın deyip, masalarını şereflendirdik.Ve az sonra , kamp süresince hep dinlemek zorunda kaldığımız Cansever ve Ankaralı Turgut versiyonları eşliğinde eğlenmeye çalıştık.Özellikle Funda ve Tülay görülmeye değerdi.Funda, Beyoğlu barlarında, önce ağır takılıp, doping yapıp, sonra da deşarj olmayı kafaya koymuş bir edayla piste fırlaması oldukça hoştu, iyi eğlendik velhasılı..!
    Kocam Hasso erken yattı. Bi ara İbrahim, botlardan birindeki ilaç poşetinden çıkardığı ıslak beyaz donun (sonradan atlet olduğu tespit edilen) failini sorgulamaya başladı ki; ne mümkün, ertesi gün de yol boyunca hiç bitmeyen bir muhabbet, buna rağmen hala ” Şahinler 54″ kod adlı atletin faili bulunamadı.Eeeee, bu da ,bu ülkenin “faili meçhuller” geleneğinden geliyor.”Şahinler 54″ ün elbet birgün hesabı sorulacak üzülme İbrahim ve ey Trekist halkı !

    Eylül, Deniz ve Anneleri Nebahat’i Ahmet arkadaş gece evlerine götürmüştü.Eylül ne yazık ki ateşlenmiş ve sabah doktora gitmişler, ama sonra oldukça iyiydi. Ancak anne-baba olmak başka tabii, haklı olarak telaşlandılar ve bir an önce eve varmak istediler.Ancak, dönüş yolunda Safranbolu yakınlarında, etkinliğe gelemeyen Safranbolu’lu Hatice arkadaşın annesini ziyaret planı vardı, anne çok ısrar etmiş,hazırlıklar yapmış mutlaka gelsinler diye.Eylülün durumu malum, epeyice bir kararsızlık ardından, yine herzaman olduğu gibi Bahadırın mide zaafiyeti baskın çıkarak (teyzenin gözlemelerini duyunca), aslında herkesin de işine gelen buydu- uğrama kararı aldık. İyiki de gitmişiz.Tanrım! O ne güzel bahçe! çoook büyük, dut ağaçları, üzümsüz üzüm bağları, koca bir havuz,basket sahası, ileride muhtemel hayvanların da olacağı harika bir çiftlik evi….Ne mutlu sana Hatice..Hani maaşallah demeyi de unutmadık, korkma.Sana çooook teşekkür ederiz.Annen, kız kardeşin, erkek kardeşin bizi çok güzel ağırladılar, annenin gözlemeleri, haşhaşlı çöreği inanılmaz lezzetliydi.Ellerine sağlık annenin.
    Bizimkiler henüz 1 saat önce kahvaltı yapmış olmalarına rağmen, nasıl yumuldular gözlemelere yahu…korktum bana kalmıycak diye, tok oldığumdan sonra yemek üzere 1 tane kendime zulaladım,yolda onlar görmeden afiyetle yedim…Sağol teyze ellerine sağlık..tekrar görüşmek dileğiyle…

    Çok uzun oldu galiba,ne yapayım böyle oldu, hiçbir şeyi esgeçmek istemedim.Ha, az kalsın unutuyordum, Başkan Mustafa Bey bize güzel bir jest yaptı, kampa bizi uğurlamaya geldi, beraberinde de her birimize ayrı ayrı, Yenice Belediyesi resimli poşetin içinde ,Yeniceyi simgeleyen bi adet kupa, dergi,broşür ve başkanın adına taşıyan not kağıtlarından oluşan bir set.Teşekkürler Sn.Başkan.
    Evet arkadaşlar, gelişimiz gibi, dönüşümüz de yağmur eşliğinde, sadece kamp esnasında ve gece yağmadı, Hasanın sayesinde,Pazar 12.30 sularında yola koyulduk.
    Kamptaki tek kötü şey,güzelim kuş seslerinin,müthiş müzik ziyafetini bozan, adeta canavar düdüğü şeklinde böğüren tren geçişleri idi…Bir de dönüş yolunda
    Bolu yakınlarında Yenidoğan Viyadüğü,Gültepe Tüneli girişine yakın 3 saat gibi bir bekleyiş (kazadan dolayı) .. Bunun dışında her şey mükemmmeldi.

    Teşekkürler Yılmaz, İbrahim, Hasan,bütün arkadaşlar, hepinize teşekkürler, herkesin emeğine ve gönlüne sağlık, yeniden buluşmak dileğiyle, iyi ki varsınız…..

    Sevgiyle , doğayla ve dostlukla kalın

    Not:İmlalarıma bakacak halim kalmadı, umarım atmakta zorluk çekmem.

    LATİFE GEÇKİN

    Leave a Comment Cancel Reply To Comment

  • Son Yazılar

    • Likya Adrasan-Çıralı 2018
    • Ormanya Etkinliği 15.11.2020
    • Mavi Yolculuk Selimiye Datça Etabı 18.09.2020
    • Mavi Yolculuk Karia Bozburun Etabı
    • Likya 3 Kekova Demre Parkurları

    Son Yorumlar

    • Romanya etkinliği 2016 için ecesistem
    • Romanya etkinliği 2016 için EYLEM
    • Romanya etkinliği 2016 için ecesistem

    Arşivler

    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Aralık 2018
    • Eylül 2018
    • Nisan 2018
    • Mart 2018
    • Şubat 2018
    • Ocak 2018
    • Aralık 2017
    • Kasım 2017
    • Ekim 2017
    • Nisan 2017
    • Ocak 2016
    • Mart 2012
    • Aralık 2007
  • Site haritası
    https://www.trekist.com/sitemap.xml

© Copyright 2012