Kıyıköy Etkinliği 15.10.2017 Yazan Çizen: Yılmaz Ece Fotoğraflar : Hatice Uyar
Merhaba arkadaşlar herkese iyi haftalar.
Bu hafta; yeşilin günden güne azaldığı, yaban hayatının birçok bölgede risk altında olduğu, sanayi ve tarımın özellikle Çerkezköy bölgesinde iç içe girdiği Trakya bölgemizin hala nefes alınacak yerlerinden biri olan Kıyıköy parkurunda idik.
Kıyıköy için söylemiyorum zaten bilinen bir yer ama artık gittiğimiz yerleri de paylaşmaktan çekinir olduk. İnsanlar haklı olarak gezmek görmek istiyor. Ancak bir yerin ismi duyulunca meşhur olunca kısa bir süre sonra orada bir rant oluşmaya başlıyor. Rant olunca yol yapılıyor yol yapılınca arabalarından inmeyen çöplerini geri almayan insanlar oralara gidip suyunu çıkarıyor. Örnek; 7 göllere artık gidemez olduk. Eskiden Agaçkakan sesini duygumuz geceler yerini Ankara havalarına bıraktı. Örnekler o kadar çok ki. Belki de elimizde kalan son kıymetli yerleri de hızlıca yitirmemek için fotoğraf gezi anıları yemek tarifi gibi gezi tavsiyelerini paylaşıp paylaşmamayı düşünmenin zamanı geldi.
Neyse gelelim hafta sonuna;
Güzel bir sonbahar havasında güzel insanlarla, (bu hafta ilk yürüyen arkadaşlar hoş geldiniz)
çok kıymetli meşe ormanları arasına daldık. Sarı sincabın yuvasının yanından sola dönüp, sansarın bahçesinden düz gidip meşe palamutları arasında yürüdük. Mola yerinde ağaçkakan evine sırtımızı yasladık. Karbeyaz bulutlara baktık burada olmak yürümek temiz hava almak çok kıymetli.
Yaklaşık 3 saatlik bir yürüyüşten sonra nihayet denize vardık. Kayalıkları, kocaman kumsalı, yanı başında yemyeşil ormanı ile çok kıymetli bir yer. Kıymetli eşsiz doğa parçalarından biride, uymayan bir şey var nedir acaba? Tahmin edelim ?
Trakya mimarisi olabilir mi ? Ardı ardına sıralanmış gecekondu desem değil, baraka desem değil çadır desem hiç değil bu güzelim kumsalı işgal etmiş bir öbek Trakya mimarisi. Burada yaşayanlar yazlık olarak kullanıyor ama bir kısmı kışında burada. Kafamı kurcalıyor her zamanki gibi acımasız, cevaplarını tam bulamadığım sorular. Neden böyle neden böyleyiz nasıl bu hale geldik ? Hep böylemi idi? Biz mi farklılaştık bu insanlardan. Neden estetik, mantık bize bu kadar uzak?
Baraka öbeğinden bize kalan manzaranın tadını çıkardıktan sonra Kıyıköy’de kısa bir tur için yola koyulduk. İlk durağımız Aya Nikalo 6.yy. dan kalma olduğu tahmin edilen kaya kütlesine oyulmuş tarihi değeri yüksek Bizans manastırı. Tabii ki koruma altına alınmamış. Bir değnekçiye emanet edilmiş. Gelin damat fotoğraf çekim alanı olmuş. Yinede görülmeye değer.
Ardından Kıyıköy turunda sıra. Dar sokaklarda sevimli esnaf lokantaları var. Limanda da balık lokantaları. Balık lokantaları kalabalık ve pahalı olduğundan sevimli esnaf lokantalarına dağıldık. Köfte piyaz ev yemeklerini afiyetle yedik. Üstüne de Nesrin hocam güzel bir aşure festivali yaptı bize ellerine sağlık.
Yoldan da manda yoğurdu köy ekmeklerimizi aldık. Trafikte çok da sorun yaşamadan evlerimize döndük.
Başka güzel etkinliklerde buluşmak üzere sağlıcakla kalın. Doğayı koruyun korutun İzlemekle yetinmeyin.
Yılmaz Ece
0